Dil ve konuşma bozukluklarını tam anlamıyla anlamak için, öncelikle ikisi arasındaki ayrımı anlamak önemlidir. Dil bozuklukları, konuşulan dil veya dillerin kurallarına dair bilgilerin öğrenilmesinde sorunlarla ilişkilidir. Diğer yandan, konuşma bozuklukları, bu dillere ait konuşma seslerinin üretimiyle ilgili sorunları ifade eder.
Gelişimsel Dil Bozuklukları
İnsanın erken yaşlarında ortaya çıkan ve dilin edinim sürecinde kısıtlılıklarla beliren dil bozuklukları, ikincil etkenlere (zihinsel kısıtlılık, serebral palsi, otizm, Down sendromu gibi) bağlı olmayan dil sorunlarıdır. Gelişimsel dil bozuklukları genellikle iki temel gruba ayrılır:
- Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozukluğu: Çocuğun dil gelişimi, yaşına uygun seviyede olmaması durumudur. Genellikle çocuklar, dili anlama konusunda sorun yaşamazken dili kullanma konusunda zorluklar yaşarlar. Bu çocuklar genellikle okul çağında dil becerilerini yaşıtlarına göre geliştirirler.
- Özgül Dil Bozukluğu: Gecikmiş dil ve konuşma belirtilerini gösterse de, özgül dil bozukluğunun ana farkları, dil anlama sorunlarının da olması ve kendiliğinden düzelmenin mümkün olmamasıdır. Bu durum, dil terapisi gerektirir.
Gelişimsel Dil Bozukluğunun Belirtileri Şunlardır
- Yaş ve gelişim düzeyine uygun şekilde kelimeleri ve cümleleri kullanmakta zorlanma,
- Dil gelişiminin yaşa göre belirgin şekilde geri olması,
- Diğer insanların konuşmalarını anlama yeteneğinin genellikle yaşlarına uygun olması, ancak bazı durumlarda zorluk yaşanması,
- Sınırlı kelime dağarcığı,
- Dilbilgisi ve sözel ifade sorunları,
- Şiddetli vakalarda dil algılama ve jest/mimik kullanımında zorluklar,
- Algı, motor kontrol, öğrenme ve dikkat sorunlarının normalden fazla görülmesi.
Gelişimsel Dil Bozukluğu Sıklığı
- 3 yaşın altındaki çocukların %10-15’inde görülür ve çoğu zaman 3 yaşına kadar kendiliğinden düzelir.
- Okul çağında, yaklaşık %3-5 oranında görülür ve genellikle erkek çocuklarda daha sık görülür.
- Ailesinde konuşma bozukluğu olan çocuklar, dil gelişiminde sorun yaşama riski altındadır.
Gelişimsel Dil Bozukluğu Durumunda Yapılması Gerekenler
- 0-6 yaş arası çocukların dil gelişimi için kritik bir dönem olduğundan, dil gelişiminde gerilik şüphesi olduğunda hızla bir dil-konuşma değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu değerlendirme sonucunda uygun müdahaleler belirlenir ve dil ve konuşma terapisti tarafından uygulanır.
Edinilmiş Dil Bozukluğu
Afazi
Afazi, normal dil gelişimi sonrasında sıklıkla inme veya kafa travmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir dil bozukluğudur. Bu durum, beynin dil ile ilgili bölgelerinin hasar görmesinden kaynaklanır. Afazi, sadece dilin ifade edilmesi ve anlaşılması değil, aynı zamanda okuma ve yazmayı da etkileyebilir. Ayrıca, afazi genellikle dizartri veya konuşma apraksisi gibi nörolojik konuşma bozukluklarıyla birlikte görülür.
Konuşma Bozuklukları
Konuşma, sözlü ifadelerin duyulabilir bir şekilde ses olarak dışa vurulması eylemidir. Bu eylemin gerçekleştirilmesini engelleyen herhangi bir sorun, konuşma bozukluğu olarak adlandırılır. Konuşma bozuklukları, sesletim (artikülasyon) bozukluğu, kekemelik ve motor konuşma bozuklukları olmak üzere üç ana kategori altında incelenebilir.
Sesletim Bozukluğu
Sesletim bozukluğu, kişinin yaşına, lehçesine ve gelişim düzeyine uygun ses uyumunu sağlayamama durumudur. Bu bozuklukta, bazı seslerin doğru bir şekilde çıkarılamaması, bazı seslerin yerine başka seslerin kullanılması (örneğin, ş/s değişimi), atlama (örneğin, çatal/çat) ve seslerin yer değiştirmesi (örneğin, kaç/çak) gibi belirtiler yaygın olarak görülür.
Sesletim Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
- Anatomik sorunlar (dil bağı, çene kapanışı veya diş düzeni gibi sorunlar)
- İşitme kaybı
- Gelişimsel dil bozuklukları
- Yanlış öğrenme
Sesletim Bozukluğu Ne Sıklıkla Görülür?
- Okul öncesi dönemde yaklaşık olarak %3-4 oranında görülürken, yetişkinlerde bu oran %0,5’e düşer.
- Erkek çocuklarda yaklaşık olarak 3 kat daha fazla görülür.
- Vakaların %70’inde belirtiler üç yaşa kadar kendiliğinden düzelme eğilimi gösterir.
- Şiddetli vakalarda anlaşılırlık düşüklüğü çok olduğundan, kendiliğinden düzelme nadiren görülür.
Sesletim Bozukluğu Varlığında Ne Yapılmalıdır?
Üç yaşın altındaki çocuklarda sesletim gelişiminin dikkatlice izlenmesi önerilir. Üç yaşından sonra anlaşılırlık sorunu devam ederse, bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilmeli, standart testler kullanılarak durumu yaşıtlarıyla karşılaştırılmalı ve gerektiğinde terapiye başlanmalıdır.
Sesletim bozukluğu, sosyal dışlanmaya ve okuma-yazma öğrenme üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir, bu nedenle bireyin yaşamını etkileyen bir sorundur.
Kekemelik
Kekemelik, konuşma akıcılığı sorunlarına yol açan tekrarlamalar, ses ve hece uzatmaları, kelimelerin parçalanması, duraksamalar, dolaylı yoldan konuşma ve fiziksel gerginlikle sözcükleri söyleme gibi belirtilerle karakterizedir. Daha ciddi vakalarda, çabalama davranışları da görülebilir.
Kekemelik olan bireylerin sosyal ilişkileri genellikle daha hassas, kırılgan ve içe dönük olma eğilimindedir. Bu uyumsuzluk belirtilerinin kekemeliğin nedeni değil sonucu olduğu düşünülmektedir.
Kekemelik şiddeti ile kaygı arasında pozitif bir ilişki bulunmasına rağmen, akıcı konuşan çocuklarla kekeme çocuklar arasında kaygı düzeyi açısından fark bulunamamıştır. Eğer kaygı düzeyi konuşmayı etkiliyorsa, tedavi edilmesi önemlidir, çünkü kaygı zamanla kronikleşebilir.
Kekemelik ne sıklıkla görülür?
- Çocuklarda genellikle %5 oranında görülür.
- Çocukluk döneminde görülen kekemeliğin %80’i kendiliğinden düzelme eğilimi gösterir.